1950'DEN BU YANA
MİLLETİMİZİN BİLFİİL KUTLADIĞI 14 MAYIS; RESMEN "DEMOKRASİ VE ADNAN
MENDERES'İ ANMA GÜNÜ" İLAN EDİLMELİDİR.
Ahmet Şerif BAYINDIR
ADNAN MENDERES Demokrasi Plâtformu Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Aziz milletimiz milli
mutabakatın, gönüllü beraberliğin tek zemini; hiç kimsenin hiç kimseye hiçbir
sebeple üstünlük taslayamadığı idare olan demokrasi ve onunla birlikte var olan
refah kavramlarıyla 14 Mayıs 1950 de tanışmıştır. Böylece insan olmaktan
kaynaklanan zatına bağlı; dokunulmaz, vazgeçilmez bir niteliğe sahip temel hak
ve hürriyetleri olduğunun idrakine ulaşmıştır.
Milletimizin yüksek karakterinin
ve hür iradesinin ürünü olan "Demokrat Şahlanış" milli mücadeleden
sonra yaşanmış en muhteşem halk hareketinin siyasi zemini ve adıdır.
Ensesinde boza pişiren elitist,
jakoben zihniyete karşı iradesini ortaya koyarak yaptığı bir "Ak
Devrim"dir. Demokrasimizin doğum günüdür. Öncesi zifiri karanlık, sonrası
nurlu yarınlardır.
1946'dan sonra Demokratlar,
dışarıya karşı göstermelik bir demokrasi peşindeki İsmet Paşa'ya ; "Biz
demokrasicilik oynayamayız" dediler. Oyların açıktan attırılıp, gizlice
sayılmasından vazgeçildiği 1950'de ise milletin zoru İsmet Paşa'nın oyununu
ebediyen bozdu. Böylece herkes tarihin şaşmaz kantarında ağırlığını öğrendi.
Sonrası büyük Türkiye, müreffeh
Türkiye için günde 3-4 saat uykuyla en uzun 10 yıla sıçrayan rakamlarla
sığdırılan 100 yıllık hizmet dönemidir. Çarıktan medeniyete geçiş dönemidir.
Milletin insan olduğunu anladığı dönemdir. Hürriyetlerine, ezanına kavuştuğu
dönemdir. Milletin devletiyle barıştırıldığı dönemdir.
17 Eylül 1960'ta Şehit
Başvekilimiz Adnan Menderes'in boynuna geçirilen yağlı ilmek ise aslında
millete, onun iradesine, milli, manevi değerlerine, geleceğiyle ilgili
ümitlerine, birlik, beraberliğine ve demokrasiye geçirilmiştir. Menderes'i demokrasi
kahramanı olarak yazan tarih İsmet Paşa'yı ise milletin iradesini tanklara
çiğneten, demokrasiyi ortadan kaldıran adam olarak kaydetmiştir.
Menderes'in açtığı kutlu çığır,
her türlü zorlamalara, baskılara rağmen milletimizin kafasından, gönlünden
sökülüp atılamamıştır. Menderes'in ulu çınar'ı yine, yeni ve yeniden verdiği
sürgünlerle azametini koruya gelmiştir.
Her dönemde, kim; "Biz o
kökten geliyoruz" demişse bu aziz millet onlara güç kuvvet vermeye devam
etmiştir.
Milletimiz kendisinin bir eksiği
ve özrü olmadığı gibi demokrasisinin de eksiksiz ve özürsüz olması gerektiğini
1946 ruhuyla bir şafaktan bir şafağa haykırmaya devam etmektedir.
Ülkemizin ara rejimlerle dar
parantezlere alınmaması için; demokrasinin, sevginin, barışın, inancın, birlik
ve beraberliğin bayrağını daha yükseklere kaldırabilmemiz için; 14 Mayıs'ların
resmen "Demokrasi ve Adnan Menderes'i anma günü" olarak kutlanması ve
yeni nesillere demokrasi bilinci ile unutulmayan güleç yüzlü başvekil Adnan
Menderes sevgisinin aşılanmasının gereği apaçık ortadadır. (Ankara, 14.05.2013)
BAKALIM!... ACABA, YİNE AYNI ŞEY Mİ OLACAK?... YOKSA!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder