13 Mayıs 2013 Pazartesi

14 Mayıs resmen "Demokrasi ve Adnan Menderes'i Anma Günü" ilân edilmelidir.

1950'DEN BU YANA MİLLETİMİZİN BİLFİİL KUTLADIĞI 14 MAYIS; RESMEN "DEMOKRASİ VE ADNAN MENDERES'İ ANMA GÜNÜ" İLAN EDİLMELİDİR.
Ahmet Şerif BAYINDIR
ADNAN MENDERES Demokrasi Plâtformu Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Aziz milletimiz milli mutabakatın, gönüllü beraberliğin tek zemini; hiç kimsenin hiç kimseye hiçbir sebeple üstünlük taslayamadığı idare olan demokrasi ve onunla birlikte var olan refah kavramlarıyla 14 Mayıs 1950 de tanışmıştır. Böylece insan olmaktan kaynaklanan zatına bağlı; dokunulmaz, vazgeçilmez bir niteliğe sahip temel hak ve hürriyetleri olduğunun idrakine ulaşmıştır.
Milletimizin yüksek karakterinin ve hür iradesinin ürünü olan "Demokrat Şahlanış" milli mücadeleden sonra yaşanmış en muhteşem halk hareketinin siyasi zemini ve adıdır.
Ensesinde boza pişiren elitist, jakoben zihniyete karşı iradesini ortaya koyarak yaptığı bir "Ak Devrim"dir. Demokrasimizin doğum günüdür. Öncesi zifiri karanlık, sonrası nurlu yarınlardır.
1946'dan sonra Demokratlar, dışarıya karşı göstermelik bir demokrasi peşindeki İsmet Paşa'ya ; "Biz demokrasicilik oynayamayız" dediler. Oyların açıktan attırılıp, gizlice sayılmasından vazgeçildiği 1950'de ise milletin zoru İsmet Paşa'nın oyununu ebediyen bozdu. Böylece herkes tarihin şaşmaz kantarında ağırlığını öğrendi.
Sonrası büyük Türkiye, müreffeh Türkiye için günde 3-4 saat uykuyla en uzun 10 yıla sıçrayan rakamlarla sığdırılan 100 yıllık hizmet dönemidir. Çarıktan medeniyete geçiş dönemidir. Milletin insan olduğunu anladığı dönemdir. Hürriyetlerine, ezanına kavuştuğu dönemdir. Milletin devletiyle barıştırıldığı dönemdir.
17 Eylül 1960'ta Şehit Başvekilimiz Adnan Menderes'in boynuna geçirilen yağlı ilmek ise aslında millete, onun iradesine, milli, manevi değerlerine, geleceğiyle ilgili ümitlerine, birlik, beraberliğine ve demokrasiye geçirilmiştir. Menderes'i demokrasi kahramanı olarak yazan tarih İsmet Paşa'yı ise milletin iradesini tanklara çiğneten, demokrasiyi ortadan kaldıran adam olarak kaydetmiştir.
Menderes'in açtığı kutlu çığır, her türlü zorlamalara, baskılara rağmen milletimizin kafasından, gönlünden sökülüp atılamamıştır. Menderes'in ulu çınar'ı yine, yeni ve yeniden verdiği sürgünlerle azametini koruya gelmiştir.
Her dönemde, kim; "Biz o kökten geliyoruz" demişse bu aziz millet onlara güç kuvvet vermeye devam etmiştir.
Milletimiz kendisinin bir eksiği ve özrü olmadığı gibi demokrasisinin de eksiksiz ve özürsüz olması gerektiğini 1946 ruhuyla bir şafaktan bir şafağa haykırmaya devam etmektedir.
Ülkemizin ara rejimlerle dar parantezlere alınmaması için; demokrasinin, sevginin, barışın, inancın, birlik ve beraberliğin bayrağını daha yükseklere kaldırabilmemiz için; 14 Mayıs'ların resmen "Demokrasi ve Adnan Menderes'i anma günü" olarak kutlanması ve yeni nesillere demokrasi bilinci ile unutulmayan güleç yüzlü başvekil Adnan Menderes sevgisinin aşılanmasının gereği apaçık ortadadır. (Ankara, 14.05.2013) 
BAKALIM!... ACABA, YİNE AYNI ŞEY Mİ OLACAK?... YOKSA!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder