11 Eylül 2013 Çarşamba

UNUTMADIK!... UNUTMAYACAK VE UNUTTURMAYACAĞIZ!..

BAŞKAN İSMET ÖZBAKKAL’IN 16-17 EYLÜL; ADNAN MENDERES, HASAN POLATKAN VE FATİN RÜŞTÜ ZORLU’NUN İDAMLARI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI 
16 Eylül 1961 tarihinde, haksız, hukuksuz ve kanunsuz olarak, hunharca ve alçakça idam edilen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı; Namuslu, dürüst ve demokrat Devlet adamları Maliye Bakanı Hasan POLATKAN, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü ZORLU ve bir gün sonra 17 Eylül 1961 tarihinde Şehit edilen “son Başvekil” Adnan MENDERES olmak üzere:, Atatürk, Cumhuriyet, Demokrasi, Adalet, Hukuk ve Millet düşmanı kriptolar tarafından Şehit edilmelerinin 52. yıl dönümünde manevi huzurlarında tazimle eğiliyor ve her üç Şehit’in Aziz Ruhlarına minnet ve şükranla dua ediyoruz…
İnşallah, O üç mübarek ve muazzez Şehit hürmetine Ülkemiz, Devletimiz ve Aziz Milletimiz; En kısa sürede yeniden, “içinde bulunduğu makûs talihi yener de” tekrar adalet, eşitlik, hakkaniyet, hukuk, demokrasi ve huzur iklimine kavuşur.
Bizler, Demokrat Parti olarak bu yolda, bu uğurda: 53 yıl sonra tekrar “Hak yolunda ve millet hizmetindeyiz. Devlet idaresinde millet iradesini hâkim kılmak” adalet, hakkaniyet ve hukukun hayata geçmesi için “siyasette fazilet” mücadelesi veriyoruz.
Bu vesileyle: Demokrasi Şehitleri hakkında bazı hatırlatmalarda bulunmak isterim.
Şöyle ki: Başvekil Adnan MENDERES, 1899’da Aydın da doğdu. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmenin acılarını yaşadı. Babaannesinin sevgisiyle büyüdü. İzmir Amerikan Kolejinde okudu. Daha sonra Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Askerliğini yedek Subay olarak yaptı. Terhis edildikten sonra Çakırbeyli’deki çiftliğine çekildi. Milli Mücadele yıllarında gösterdiği kahramanlık ve üstün hizmetlerin karşılığı olarak, “İstiklâl Madalyası” ile ödüllendirildi.
Politika ile ilk teması, Aydın İl Başkanı olarak “Serbest Fırka” ile başlar. 
            07.Ocak.1946’da Celâl Bayar, Refik Koraltan ve Prof. Dr. Fuat Köprülü ile birlikte Demokrat Partiyi   kurdu. 
            14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi. Atatürk’ün en büyük arzu, hayal ve ideali olan Demokrasiyi Cumhuriyet ile buluşturdu. Bu nedenle “Beyaz İhtilâl” olarak nitelenen 14 Mayıs, “Demokrasi Bayramı” ilân edildi. Bu arada Atatürk’ün Başvekili Celâl Bayar, TC’nin 3. ve ilk sivil Cumhurbaşkanlığına seçildi. Adnan Menderes Başbakanlığa getirildi. İlk işi, memlekette barış ve huzuru sağlamak amacıyla bir Genel Af çıkartmak oldu. Ayrıca, “Devr-i sabık yaratmayacağız” kararı ile iyi niyetini gösterdi. Dış siyasette NATO’ya girmenin çetin yollarını aştı.
            14.Mayıs.1950’ de başlayıp, 27.Mayıs.1960 günü yapılan darbeye kadar geçen on yıllık süre içinde; Yıllardır ihmal edilmiş, geri kalmış, içerde ve dışarıda itibar kaybetmiş olan Türkiye’ yi baştanbaşa yeniden imar ve inşa etti. İşsizlik ve yoksulluğu yendi. Maddi, manevi ilmi ve kültürel değerleri yeniden kazandırdı. Tarihten silinmeye ve yok olamaya yüz tutmuş Atatürk ilke ve inkılâplarını yeniden hayata geçirdi. Dünya siyaset tarihinde eşi emsali görülmemiş büyük bir kalkınma, gelişme ve çağdaşlaşma hareketlerini gerçekleştirdi.
            Merhum Menderes zamanında halk, insanca yaşamayı öğrendi. Cehalet, yokluk, yoksulluk ve işsizlikten kurtuldu. Milli ve manevi değer, eser ve zenginliklerine kavuştu. Devlet adeta baştanbaşa yenilendi. Demokrasi kurumlaştı ve bir yaşam biçimi olarak yerleşme yoluna girdi. Öyle ki, NATO standart, norm ve kriterlerine göre bu dönemde, normal şartlarda yüz yıla tekabül eden büyük bir kalkınma ve gelişme hareketi yaşandı. Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti ile gerçekleştirmiş olduğu eserler bugün, çok sevdiği Milletinin hizmetindedir.
Ancak, bu olağanüstü kalkınma, gelişme, çağdaşlaşma ve demokratikleşme hareketini vatan ve millet düşmanları ile devleti ve milleti soymaya alışmış kitleler içlerine sindiremedi.
On yıllık iktidarı boyunca, sonuncusu dâhil tam 4 darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldı. Fakat O, vatanını, devletini insanını ve askerini yürekten seven, ordusuna güvenen, demokrasi, hak, adalet ve hukuka dayanan bir insandı. Bu sevgi, saygı, güven ve “güvendiği orduya” karşı duyduğu samimi itimat nedeniyle ve “kan dökülmesin, masum insanlar telef olmasın, devletin ve demokrasinin düzeni bozulmasın” inancıyla bir avuç çapulcuya karşı çıkmadı. Sabır ve tevekkül yolunu seçti. Elbet yanlış, yalan ve iftiraların ortaya çıkacağını, iktidarının aklanacağını ve aziz ve necip Türk milletinin gerçekleri göreceğini sanıyor ve bu yanlıştan muhakkak dönüleceğine inanıyordu. Bu inanç ve itimatla; Hükümete samimi ve sadık olarak bağlı Türk Silâhlı Kuvvetlerini harekete geçirmedi. Milletin selâmeti için teslimiyeti seçti.
Fakat bir avuç isyancı (38 kişi) tarafından gerçekleştirilen ve Menderes’in “vatan ve millet aşkı” nedeniyle mukavemet görmeyen darbe ne hikmetse muvaffak olunca, tutuklanarak Yassıada’ ya götürüldü. Türk hukuk tarihinin utancı olan yüksek adalet divanı nam uyduruk mahkemelerde sözde yargılanarak idama mahkûm edildi. Burada kendisine eziyet, zulüm ve işkenceler yapıldı. Hayali sükut ve hüsrana uğramıştı. 
O, kendisini milleti ve memleketine adayan büyük bir Lider, devlet adamı ve samimi bir vatanseverdi.17 Eylül 1961 günü öğle saatlerinde idam sehpasında bile son sözleri “vatan sağ olsun” olmuş, “Allaaah!...” diyerek ruhunu (emaneti sahibine) teslim etmiştir.
Vatan sağ olsun. Nur ve huzur içinde yatsınlar.
Vatan ve Millet O’nlara minnettar ve müteşekkirdir.
Şehit arkadaşları, Fatih Rüştü ZORLU ve Hasan POLATKAN’a da Allahtan rahmet diliyoruz; Ülkemizin içinde kıvrandığı bu sıkıntılı, zor ve kritik günlerinde onlara ihtiyacımız olduğu apaçık ortaya çıkmış ve Demokrat partinin “Millet; Cumhuriyet; Adalet; Hakkaniyet; Eşitlik; Dürüst devlet ve Demokrasi için; TEK ÜMİT olduğu bütün veçheleriyle anlaşılmıştır.
İsmet ÖZBAKKAL
DEMOKRAT PARTİ
KAYSERİ İL BAŞKANI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder